Osmanlı Ocakları Erzincan İl Temsilciliği hizmete devam ediyor.

      Osmanlı Ocakları Erzincan İl Temsilciliği hizmete devam ediyor. Erzincan’da 05.11.2014 tarihinde resmi olarak faaliyetlerine başlayan Osmanlı Ocakları Erzincan İl Başkanı Emine Karakelle, Osmanlı Ocakları Erzincan İl Başkanlığının faaliyetleri ve bazı basın kuruluşlarında yer alan asılsız haberler hakkında açıklamalarda bulundu.

Osmanlı Ocakları Erzincan İl Başkanı Emine Karakelle yaptığı basın açıklamasında; ” Osmanlı Ocakları Erzincan İl Temsilciği olarak 05.11.2014 tarihinden bu yana faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Genel Merkezi Ankara’da bulunan Onur Başkanlığını şuan ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmaktadır. Türkiye genelinde 57 İl Temsilciliğimiz bulunmaktadır” dedi.

Hiçbir Siyasi Görüşe Bağlı Değiliz

Osmanlı Ocakları Erzincan İl Başkanı Emine Karakelle ayrıca bazı yayın kuruluşları tarafından yapılan asılsız haberlere istinaden; “Erzincan’da bazı yayın kuruluşlarında yapılan gayri resmi açıklamaların bizimle kesinlikle alakası yoktur. Gayri resmi yapılan açıklamalara halkımızın itibar etmemesini rica ederiz. Osmanlı Ocakları olarak kesinlikle hiçbir siyasi görüşün taraftarlığını yapmıyoruz.

Osmanlı Ocakları Derneği 2009 yılında Osmanlı kültür, örf ve adetlerini araştırmak, tanımak ve tanıtmak amacı ile kurulmuştur. Osmanlı Ocakları merkez yada temsilcilikler bazında aidat toplamaz ya da herhangi bir şekilde bağış kabul etmez. Yeryüzü Osmanlı varlığından koptuğu andan itibaren ülkemizde ve dünyada bir Osmanlı Ruhu’ nun boşluğu; onu taklit eden devletlerin ise adalet ve hoşgörü konusunda sınıfta kaldığı görülmektedir.

Köklerinden koparılan bir ağaç, kurumaya nasıl mahkûm edilmişse; aynı şekilde bu millet de kendi kültüründen koparılarak kurumaya mahkûm edilmiştir. Osmanlı Saltanatı’nın ardından Müslüman Dünyası ve Osmanlı Toprakları kan ağlamıştır. Doğu Türkistan’da yaşanan feryatları işitiyor, Mısırda zalimliği görüyor, Suriye’de bitmeyen bir katliamı göz göre göre seyrediyoruz. Dünyaya vurulan Osmanlı mührü, yeniden ruhunu şerh etmesi gerekmektedir. Daha sonra toplum içerisinde her neferin, her bireyin kalbi ötekileştirmeden kazanılıp; yenilen hakların iadesi ve yapılan bu zulümlerin önüne geçilmesi gerekmektedir. Üzerimize vazife edinmiş olduğumuz bu görevin şuuru, bilinci ve hassasiyeti içerisindeyiz” şeklinde konuştu.