Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, kadın polislerin istedikleri taktirde başörtüsü takmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını istediklerini, başörtüsünün dini bir vecibe olduğunu ve bunun anayasal hak olarak uygulanması gerektiğini belirtti.
Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, yaptığı basın açıklamasında, “Örtünme ve örtünmeme hususundaki irade, bir bayanın kendi değerleri doğrultusunda aldığı karardır. Başörtülü hanımefendi kardeşlerimiz her kurum ve kuruluşta örtünmekle işlerine mani olmadığı gibi mevcut bulundukları müessesenin de bu duruşa saygı duyması demokratik bir gerekliliktir. Dini değerlere ve kültürlere itina gösterip ona saygı duymak modern, çağdaş, demokratik her ülkenin yaşam felsefesidir. Geçmiş tarihimizde bunun her ne kadar acı tecrübesini yaşasak da, verilen demokratik mücadele ve devrimlerle bu garabetin önüne geçilmiştir. Halkının değeri olan dini, dili, mezhepsel her tür sosyolojik yapılar ve dokular artık günümüzde devletimizce incitilmeden demokratik çerçevede hassasiyetle ölçülmekte ve değerlendirilmektedir. Ancak ilahi adalet uzun soluklu bir dönemden sonra halkın sandığa giderek verdiği oyla tecelli etmişti. Böylelikle ablalarımız, bacılarımız o hasret duydukları meslek ve okullarına uzun bir aradan sonra geri dönmüşlerdi. Bu dönüşüm devriminin baş mimarisi olan AK Parti Kurucu Genel Başkanı ve şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve dava arkadaşlarıydı. Geçmişte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aynı şekilde çocuklarının başörtüleri nedeniyle bu mağduriyeti yaşayanlardandı” dedi.
Son zamanlarda başörtülü mesleklerin artığını söyleyen Canpolat, şunları aktardı:
“Gelinen güzel gelişmeler ve demokratik açılımlarla başörtülü öğretmenleri, hukukçuları, hatta hakime hanımları görmekteyiz. Aynı minvalde başörtünün gerek emniyet birimlerinde de hızla yayılması, yüzde 99 Müslüman olan bir ülkede halkının devletine bağlılığına da güven ve ivme kazandırır. Bu açılımlar bununla sınırlı kalmayıp, askeri alanlarda da başörtülü bayanlara zemin hazırlanması gerekir. Her kurum ve kuruluşta olduğu gibi askeri ve emniyet birimlerinde de bu oluşumlar hızla oluşturulup, hatta anayasa güvencesi altına alınarak demokratik haklar genişletilmelidir.”