Kadir Canpolat: “Bir Takım Hastalıkları Bahane Ederek, Allah’a Savaş Açanlar Bir Dinin Mensubu Olamaz”

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı ve Ocak Partisi Kurucusu Kadir Canpolat sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda LGBT’ye tepki gösterdi. Canpolat, “Bu ahlaksızlığı genlerimize işlemeye çalışanlar Müslüman, Hristiyan, Yahudi̇ adında Allah’a karşı gelerek bir din mensubu olamazlar.” dedi. 

Canpolat paylaşımında, “O kadar gericiyiz ki: Henüz gelen peygamberlerin amacını değil, nerede, hangi topluluğa geldiğine bakıp ona göre izinden gidiyor, taraftarlık yapıyor, gelen emirlerin değil gelen peygamberin ırkı, ülkesi, yaşadığı bölgesi, mensup olduğu dinin ismi ve bunlarla ortaya çıkan din isminin peşinden gidiyor, Allah’ın son gönderdiği dine yüz çeviriyor, kendi toplumumuzun hatası da olsa sırf bizden olduğu için gönderilen peygamberden uzaklaşmış bir toplumun peşinden gidiyor, son gönderilen peygamberi reddediyor ve sıkılmadan da yaratıcıyı anıyor, O’dan yardım bekliyoruz…

Son Peygamber Hz Muhammed (s.a.v)’dir. O’ her türlü pislik, Ahlaksızlık, Saldırganlık, Kötülükle Mücadele Etmiştir.

Bir Türk olarak Allah’ın gönderdiği son Peygamberi araştırdığımda bir Arap peygambere tabi olmak da kurtuluşu buluyorum.
Allah’a imanın, teslimiyetin ilk basamağı olduğu şuuruyla tertemiz bir din, aslında herkesin dini olan İslam dinini keşfetmenin ve bu dinin uygulamalarıyla sosyal yaşamımızın güzelleştiği, kalitesinin arttığını yaşıyor ve görüyorum…

Farkındayız ki LGTB gibi Allah’a savaş açıp O’na karşı gelmek için sapkınlıkları işleyip ve aile düzenine karşı yürütülen bu semptomlar üzerinden anne, baba, aile kavramını yok ederek yaratılış gayemizin ötesinde Allah’a baş kaldırmak, O’nu sorgulamak, O’nu yargılamak, O’na karşı gelmek vardır bu gerçeği kabul etmek lazım.

İyi niyetli ve alemlere saygı duyan bir kul: “Son din ve son peygambere tabi olmalıdır.”

Dünya düzenini ve yaşam standartlarını ciddiye alıp din kavramından ve anlamından fayda elde etmemiz gerekirken bunu en güncel din üzerinden okuyup öğrenip ve yaratıcının kuran-ı Kerim’de akıl sahiplerine fısıldayan bir not geliyor…

Lût Kavmi’nin nasıl yok olduğunu, yaratıcının şiddetine, azabına nasıl uğradıklarını bir kez daha yaşamak gerekmiyor…” açıklamasında bulundu.