Ocak Partisi Kadın Kolları Genel Merkez Üyesi Mine Canpolat, LGBT gibi aile yapısını bozmaya yönelik oluşumlara karşı son kalemiz aileyi korumak devletin olduğu kadar biz partililerin ve her kesiminin görevidir” dedi.
Mine Canpolat, Kültür ve medeniyet düşmanı LGBT’nin çocuklarımızın izlediği çizgi filmleri dahi LGBT propagandası alanına çevirdiğine dikkat çekerek, “Dozajı her geçen gün artırıyorlar. Artık aleni hale gelen LGBT tehlikesine karşı toplum olarak, aileler olarak, eğitim kurumları ve öğretmenler olarak, din görevlileri olarak ve tabi ki devlet ve devlet kurumları olarak ciddi şekilde tepkilerimizi ortaya koymalıyız. Çocuklarımızın, gençlerimizin duygu ve düşüncelerinin LGBT ideoloji tarafından ele geçirmelerine kesinlikle göz yummamalıyız. Soruyorum daha uykusuna ve beslenmesine karar veremeyen çocuklarımız cinsiyetine nasıl karar verebilir? LGBT ile kadının varlığı ve aile kavramı yok sayıyor, çocuklarımızın geleceğini karartılıyor. Yaradılışa savaş açan, fıtrata müdahale eden bu LGBT’ye karşı toplum olarak mücadele etmemiz gerekiyor.” dedi.
Ülkemizi bölmeyi hedefleyen, insanlarımızı katleden, terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT Propagandasının da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu vurgu yapan Ocak Partisi Kadın Kolları Genel Merkez Kurucu Üyesi Mine Canpolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Annenin evladını dağa kaçıran, terör örgütlerinin ve onların destekçisi yabancı ülkelerin ve kuruluşların, bunları desteklemesi nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. Ülkemiz üzerinde sinsi planlar yapan güçler şimdi de LGBT propagandası ile evlatlarımızı çalmaya çalışıyor. Bu anlamda Müslüman bir toplum olarak temel vazifemiz fıtrata uygun bir insanlığın oluşmasını temin edecek bir düzeni oluşturmaktır. Aile yapısı ne denli güçlü ise, millet ve devlet yapısı da o derece güçlü olur. Aile, toplumun mayasıdır, en küçük yapı taşıdır. Toplumu ayakta tutarak geleceğe taşıyan en önemli unsurdur. Kültürün sonraki nesillere aktarılmasında ve milli şuurun oluşmasında en büyük rol ailenindir. Aile çökerse; din gider, ahlâk gider, maneviyat gider. Bu konuda başta aileler çok bilinçli olmalı. İşi çocuklara kadar getiren bu yapılara karşı çocuklarımızı yakinen takip etmek zorundayız.” açıklamasında bulundu.